SAĞLIK HABERCİLİĞİ İÇİN ÖNEMLİ ARAŞTIRMA

gazeteler

TÜBİTAK Sosyal Bilimler Araştırma Grubu ile Anadolu Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonunun desteğiyle üç yıldır sürdürülen “Türkiye’de Sağlık Konulu Yayıncılık İlkelerinin Belirlenmesi: Kaynak, İleti ve Hedef Kitle Bağlamında Sağlık Konulu Yayınların Analizi” araştırması tamamlandı.

Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Basın ve Yayın Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erkan Yüksel’in yürütücülüğünü yaptığı projede, öncelikle 59 medya, 79 sağlık profesyoneli, 6 akademisyen ve 6 diğer alanlardaki uzmanlarla yüz yüze görüşmeler gerçekleştirildi.

Ardından 2010 yılı örneklem alınarak, tüm Türkiye’de bin 781 gazete ve dergi, 52 televizyon ve 551 internet portalında yayınlanan 39 bin 652 haber/köşe yazısı, 10 bin 48 TV haberi/programı ile 9 bin 4 internet sayfası incelendi. Ayrıca Türkiye genelinde, 33 ilde, 2 bin 503 kişilik örneklem üzerinde gerçekleştirilen anket uygulamasıyla vatandaşların medyadaki sağlık konulu yayın içeriklerine yönelik algı ve tutumları ortaya konuldu.

Daha sonra 7 ayrı ilde 75 kişiyle yapılan yüz yüze görüşmeler çerçevesinde de bu algı ve tutumların arkasındaki nedenler öğrenilmeye çalışıldı. Proje kapsamında iki de çalıştay düzenlendi.

Proje yürütücüsü Prof. Dr. Erkan Yüksel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, araştırmanın Türkiye’de iletişim bilimi alanında gerçekleştirilen en kapsamlı ve benzersiz bir çalışma olduğunu savundu.

Yüksel, “Çalışmada önce medyadaki sağlık konulu yayınların fotoğrafını çekmeye çalıştık. Sağlık konulu yayıncılık alanında idealin ne olması gerektiğine ilişkin belli başlı görüşleri ortaya çıkardık” dedi.

-“Vatandaşların yüzde 63’ü medyada yer alan tedavileri uygulamıyor”-

Araştırma sonucuna göre, ciddi bir rahatsızlıkla karşılaşan vatandaşların yüzde 94’ü doktora gitmeyi doğru buluyor. Doktordan öğrendikleri bilgiye güvenenlerin oranı yüzde 75. Medyadan bilgi alanların ilk tercihi yüzde 13 ile internet, sağlık konulu yayınlarda, TV yüzde 40 ile en çok güvenilen iletişim organı oldu.

Ankete katılanların yüzde 9’u “sağlık konulu medya içeriklerinin tıp doktorlarına güvenlerini azalttığını” ifade etti. Medya’da yer alan tedavi yöntemlerini “hiçbir zaman uygulamam” diyenlerin oranı yüzde 63.

Katılımcıların yüzde 61’i gazete ya da dergilerdeki, yüzde 40’ı televizyondaki, yüzde 73’ü de internetteki sağlık konulu yayınları “hiç” takip etmiyor.

Görüşülen sağlık profesyonellerinin yüzde 38’i ve medya profesyonellerinin yüzde 24’ü medyada yer alan sağlık konularının içeriklerinin denetlenmediğini düşünüyor.

-Sağlık haberlerine güvenilirlik-

Sağlık profesyonellerinin yüzde 21’i, medya profesyonellerinin ise yüzde 12’si medyada yer alan sağlık konulu haber ve yazıları kesinlikle “güvenilmez” buluyor. Sağlık profesyonellerinin yüzde 62’si, doğru ve güvenilir sağlık bilgileri verilmediğine inanıyor.

Gazetelerde yer alan sağlık konulu haber ve yazılardaki bilgilere “hiçbir zaman” güvenmediğini söyleyenlerin oranı yüzde 7. Güvenilirlik oranı internet takipçileri arasında yüzde 5 iken televizyon izleyicileri arasında yüzde 6’a ulaşıyor.

Ankete katılanların yüzde 27’si gazetelerde yer alan sağlık konulu haber ve yazılara “her zaman” ve “çoğunlukla” güvendiğini belirtirken, interneti takip edenlerin yüzde 36’sı, televizyon izleyicilerinin yüzde 40’ı tercih ettiği iletişim kanalındaki haberlere güveniyor.

-“İçeriklerde doktor, ürün, hastane reklamının yapıldığına inanılıyor”-

Sağlık profesyonellerinin yüzde 91’i sağlık içerikli yayınlarda, kaynak, konuk seçiminde reklam, sponsorluk baskısı ya da ticari kaygı hissettiklerini dile getirdi. Medya profesyonellerinin de yüzde 58’i böyle bir baskı var mı sorusuna “kesinlikle evet” cevabını verdi.

Türkiye genelinde ise gazete okurlarının yüzde 48’i, televizyon izleyenlerin yüzde 45’i ve internet takip edenlerin yüzde 46’sı sağlık konulu yayınlarda daha çok kişi, doktor, ürün, ilaç ve hastanelerin reklamının yapıldığı görüşüne katıldığını ifade etti.

Sağlık profesyonellerinin yüzde 39’u, deli dana, kuş gribi, domuz gribi, Kırım-Kongo kanamalı ateşi gibi salgın hastalıklar konularında doğru ve yeterli bilgi verilmediğine inanırken, yüzde 34’ü panik ve korku yaratıldığını düşünüyor. Medya profesyonellerinin yüzde 56’sı ise aynı konuda panik, endişe ve korku oluşturulduğunu bildirdi. Sağlık profesyonellerin yüzde 26’sı, medya profesyonellerinin ise yüzde 13’ü “mucize haberlerinin” hastalara boş umut, beklenti verdiğine inanıyor.

-“Yüzde 1,6’sı medyadan öğrendiği tedaviyi uyguluyor”-

Gazetelerdeki sağlık konulu haber ve yazıların sayısının yeterli olup olmadığı sorusuna yanıt verenlerin yüzde 41’i “az, yetersiz” bulduğunu söylüyor. Televizyon için bu oran yüzde 37, internette ise yüzde 22 oldu.

Ankete katılanların yüzde 4’ü, medyadan edindiği sağlık bilgilerini ya da tedavileri “genellikle” ya da “sık sık” uyguladığına ilişkin şıkkı seçti. İletişim araçlarından öğrendiği tedaviyi her zaman uygulayanlar yüzde 1,6’da kalırken, bu uygulamadan fayda görenlerin yüzde 15, zarar görenlerin ise yüzde 2 olduğu tespit edildi.

Sorulara cevap verenlerin yüzde 7’sinin medyada gördüğü bir doktora ya da uzmana “danışmak” ya da “görünmek” için gittiği, yüzde 11’lik bir kesimin de “gitmek isteyim ama gidemediği” tespit edildi.

İnterneti takip eden katılımcıların yüzde 66’sı bu yayınlar sayesinde “sağlığıyla ilgili daha bilinçli davranabildiğini” ifade ederken, yüzde 31’i haber içerikleri sayesinde “sağlık sorununun farkına vardığını” bildirdi.

Gazetelerde yer alan sağlık konulu haber ve yazıların moralini bozduğunu belirten katılımcıların oranı yüzde 23, televizyondaki sağlık konulu yayınları

“gereksiz yere endişelendirici, ürkütücü” bulanların oranı ise yüzde 23 oldu. Bu oran gazeteler için yüzde 22, internet için de yüzde 15 olarak gerçekleşti.

Önerilen makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

%d blogcu bunu beğendi: